Ne umutlarla, ne heyecanlarla kurulmuştu aslında.
Bin yıllık rüya gerçek olmak üzeredeydi.
1992 yılında bin yıllık rüya gerçek oldu ve Harran Üniversitesi ilk kurucu Rektör olarak atanan Prof. Dr. Servet Armağan önderliğinde kuruldu.
Bin yıl kadar deneyimli, bir yaşında genç bir Üniversitemiz olmuştu.
Urfa’lıda heyecan doruktaydı.
Herkes Harran Üniversitesinin kısa sürede başta bölge olmak üzere hak ettiği yeri bulacağına inanıyordu.
Harran Üniversitesi ilim ve irfan yuvası olacaktı.
Bölgenin lokomotifi olacaktı.
İlk olarak Diyarbakır ve Gaziantep’e bağlı bölümler tek tek Urfa Harran Üniversitesi çatısı altında toplanılmaya başlanıldı.
Sonra sırası ile Tıp Fakültesi, Ziraat, İlahiyat, Mühendislik, İnşaat, Mimarlık, MYO’ları derken kısa sürede göz doldurur hale geldi.
Aradan yıllar geçti.
Birçok Rektör gelip geçti.
Harran Üniversitesi bünyesindeki okullar ile akademik ve idari kadronun yanı sıra öğrencileri ile daha da büyüyecek, gelişecek derken ne yazık ki şimdi bugün bunun tam tersini görmeye başladık.
Bin yıl kadar deneyimli, 23 yıl kadar da genç bir Üniversite olan Harran Üniversitesi ne yazık ki bugün kendi kaderine terk edilmiş durumda.
Yönetimde iddia ediyorum işin ehli isimleri görmek artık hayal oldu. Kariyer yapmış ya da yapmak isteyen hiçbir hoca buraya gelmek istemiyor. Öğrencilerin ne yazık ki en son tercihleri arasında yer almaya başladı Harran Üniversitesi.
Nisan ayında göreve başlayan ve göreve başlar başlamaz ‘kendi kadromu kuracağım’ diyerek adeta rotasyonu kıyıma döndüren Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın’ın dün basınla buluşması vardı. Rektör Taşaltın, ‘Obama bile kendi kadrosunu kurmuyor mu? O zaman ben de kendi kadromu kuruyorum!’, ‘Erdoğan asla diktatör birisi değil. En büyük diktatör Basın!’ ‘bizde söz ağızdan çıkar. Maliye Bakanı sözünü tutmalı!’, ‘Üniversite hastanemiz çok uzak. Buraya hasta gelir mi bilemiyorum. Hem bazı doktorlarımız kışın, bazıları da yazın taşınalım diyorlar. Taşınma kararını hocalarımız verecekler!’ ’17 yılda harcanan para 250 milyar. Bu para nereye gitti?’ ‘Hafif raylı sistem şimdilik olmaz diyorlar. Kiminle kavga edelim ki!’ gibi anlamsız fakat konuya girmek istenildiğinde de derin bir U dönüşü ile oradan oraya kaçan bir kaçak güreşçi gibi karşımıza çıktı.
Dün, ilk kez tüm Gazeteci arkadaşlarımızın, muhabirlerimizin ağızları duydukları karşısında bu kadar açık kaldı.
Rektör Taşaltın’a üst üste sorduklarım sorular kendisinde belirgin bir rahatsızlık yarattı. Rektör bana ‘Halil bey. Siz çok soru soruyorsunuz? İsterseniz sizinle yukarıda makam odasında yarım saat baş başa görüşelim!’ dedi. Ben de kendisine ‘Sayın Rektörüm. Siz buraya bizleri basın toplantısı için davet ettiniz. Ben tabi ki size sorular yönleteceğim. Siz bana yarım saat yukarıda baş başa konuşalım teklifi ile en başta kendinize ve de arkadaşlarıma hakaret ediyorsunuz. Eğer soru sormama fırsat vermeyecekseniz ben de size teşekkür ederek salondan ayrılım’ dedim ve öyle de yaptım.
Kimse kızmasın.
Kimse de darılmasın.
Bu Rektör ile Harran Üniversitesi olarak bizim işimiz çok zor.
Bugün yaşadıklarım, gördüklerim ve gelinen nokta itibari ile VAH ÜNİVERSİTEM VAHHHH! Demekten kendimi alıkoyamıyorum.
Yeniden buluşmak dileği ile…
YORUMLAR