Siyasetin ağır ve yoğun etkisinden sizleri bir nebze olsun kurtarabilmek ve de en önemlisi yaşamımızda ders alabilmemiz (En başta ben tabi ki) bugün sizlerle ders niteliğinde olacağına inandığım üç ilginç hikâyeyi paylaşmak istiyorum.
Yeniden buluşabilmek umudu ile..
HİKÂYE 1;
Padişah, bir gün halkın bütün çocuklarını bir meydana toplar ve her birine 1 saksı ve 1 tohum verir. En iyi en güzel yetiştiren çocuğun sonraki padişah seçileceğini söyler.
Bütün çocuklar 1 yıl boyunca her gün tohumlarını sularlar, saksılarını güneşe doğru çevirirler. O gün gelir bütün çocuklar saksılarını eline almış, padişahın huzuruna çıkmak için heyecanla beklerler. En güzel ağaçları yetiştirmişlerdir. Fakat 1 tanesinde ne bir ağaç nede bir ot vardır. O çocuk annesine ‘annecim ben gitmek istemiyorum. Utanıyorum herkesin ağacı ne kadar güzel büyümüş benimki hiç büyümedi’ demiş. Annesi de ‘olsun oğlum sen denedin çabaladın gayret gösterdin ama senin ki büyümedi. Sen yinede gideceksin o meydana’ demiş.
Padişah bütün çocukları tek tek geziyor bizim ağacı olmayan elemanda kuytu köşe bir yerde utandığı için saklanarak bekliyormuş. Neyse padişah bu çocuğu buluyor ve herkesin huzuruna çıkartıyor. Çocuk hem meraklı, hem korkuyor.
Padişah, ‘benden sonraki padişah bu çocuk olacak’ diyor.
Size verdiğim tohumların her biri kuru tohumlardı. Hiç birinden böyle güzel ağaç yetişme ihtimali yoktu. Siz tohumları değiştirdiniz. Ama bu çocuk benim verdiğim tohumu değiştirmedi, doğruluğu ve dürüstlüğüyle padişah olmaya hak kazandı.
HİKAYE 2;
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı. Bulduğu hiç bir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş. Ama aldığı cevaplarda ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş.
Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki. Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona: ‘şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar! İstersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir’ demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş.
Bilge ‘sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor’ demiş.
Adam kabul etmiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. ‘şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin’ demiş.
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış ‘evet kaşıkta yağ eksilmemiş. Peki bahçe nasıldı?’
Adam şaşkın. ‘ama ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki!’ demiş.
‘Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun. Kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel’ demiş bilge.
Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş muhteşem bir bahçedeymiş. Geri geldiğinde bilge, adama ‘bahçe nasıldı?’ diye sormuş.
Adam, gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış.
Bilge gülümsemiş ve ‘ama kaşıkta hiç yağ kalmamış demiş’
"hayat senin bakışınla anlam kazanır ya sadece bir noktayı görürsün hayatın akıp gider sen farkına varmazsın. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın akıp giden zamanın anlamı kazanır.’
HİKAYE 3;
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında dinlenmek için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yaparak evde oturacağını düşündü. Tam bunları hayal ederken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu.
Baba oğluna söz vermişti. Bu hafta sonu onu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası ilişti gözüne. Önce haritayı küçük parçalara ayırdı ve oğluna, ''eğer bu haritayı düzeltebilirsen, seni sinemaya götüreceğim'' dedi. Sonra düşündü: ''oh be kurtuldum, en ala coğrafya profesörü gelse bunu akşama kadar düzeltemez' dedi.
Aradan on dakika geçmeden oğlu babasının yanına koşarak geldi ve haritayı düzelttiğini söyledi. Adam ilk önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde hayretler içindeydi ve bunu nasıl başardığını sordu.
Çocuk, ‘bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı, insanı düzelttiğimde, dünya kendiliğinden düzelmişti’ diye cevapladı.
YORUMLAR