Bundan kısa bir süre önce bu konuya yine dikkat çekmiş ve ortalıkta gezen Trafik Polisi başta olmak üzere emniyetin tüm birimleri gördükleri halde duyarsız kalışlarından dolayı suç işlediklerini, halkı suça adeta teşvik ettiklerine dikkat çekmiş ve ‘üstü isimlere kapalı olan trafik plakalarına dikkat!’ demiştim.
Neden mi bahsediyorum?
Üstü kapalı araç trafik plakaları ile görev yapmayan Polislerden tabi ki!
Önceki gün havaalanındaydım.
İstanbul’dan bir kardeşimizi karşılamaya gitmiştik.
Gelen yolcuların çıkış yaptıkları kapıya yakın bir yerde araç içerisinde bekliyoruz!
İlginçtir ki, bir tek Trafik Polis memuru dahi bizi ve bizimle birlikte olan hçbir araç sürücüsünü ‘aracınızı çekin!’ diye uyarmıyor.
Hâlbuki bundan bir süre önce bırakın yolcu beklemeyi, giden yolcumuzu indirmek için bile yanaştığımızda hemen başımıza elinde cep telefonu ya da mini bir kamera ile bir trafik memuru yanaşır ve eliyle bizlere otoparkı işaret ederek, ‘bekleme yapmak yasak. Bekleyecekseniz aracınızı otoparka çekin!’ derdi. (Mübarek sanki devletin resmi üniformalı Trafik polisi değil de, otoparkın değnekçisi gibi!) ’
Yaklaşan genel seçim öncesinde sanırım AKP’nin oy kaybı olmaması adına şimdi böyle bir uygulama içine girilmiş.
Eski Valilik kavşağında, yine abide noktasında hatta ilginçtir ki Milli eğitim Müdürlüğünün önünde duran (Trafik polis araçlarının tümünün plakaları bende mevcut) Trafik polisleri önlerinden, sağlarından, solarından hızla korna çalarak geçen araç plakalarının üzeri herhangi bir siyasi adayın ismi ile örtülü araçları bile durdurup cezai işlem yapmak yerine nedense başlarını diğer tarafa çeviriyorlar.
Böyle mi görev yapılır?
Böyle mi kurallar uygulanır?
Böylemi suç önlenir?
8 Haziran sabahı uyandığımızda karşımızda elinde cezai işlem tutanağının yer aldığı bir deste makbuzlu polisler görecek ve ‘neden araç içinde sigara içiyorsunuz?’, ‘neden direksiyonda telefonla konuşuyorsun?’, ‘neden emniyet kemerin takılı değil?’, ‘neden araç plakanın bir numarasının üzeri çamurlu?’ deyip basacak cezaları!
İyi tamam da onlar suç oluyor da şimdi bu kentte araçların plakalarının üzerlerinin herhangi bir siyasi partinin amblemi ya da bir adayın ismi ile tamamen kapalı olduğunda suç teşkil etmiyor mu?
Bu arada olur ki, emniyetten ‘biz görevimizin başındayız. Kameralar ile işi takip ediyoruz!’ türünden bir açıklama gelirse inanın bu adım görev yapmamadan daha beter olur. Çünkü Türk Polisi asla kumpasa izin vermez ve saklanarak, pusuya düşürerek asla görev yapmaz.
Ben burada asla ve asla Trafik memurunu, asayiş ya da bölge karakol ekiplerini ya da sivil ekipleri suçlamıyorum.
Ben burada bu ilin trafikten sorumlu şehir içi ve bölge trafik amirlerini de suçlamıyorum.
Ve yine burada Emniyet Müdürü ile Valiyi de asla suçlamıyorum.
Ben burada kalleş sistemi sorguluyor ve suçluyorum. Bu kalleş sistemi kanıksayan siyasetin kirli görüşlerini eleştiriyorum.
Eğer, siyasetin kirli elini kurumların, derneklerin, odaların, spor kulüplerinin, muhtarlıkların, adliyenin, emniyetin içinden çeksek ve de yine siyasetin kirli ellerini görev yapanların yakalarından da çekebilsek inanı o zaman sorunlar ortadan kalkar, her şey refah seviyede olur. Hakkaniyet noktasında yaşanır.
Yanılıyor muyum?
Yeniden buluşmak dileği ile..
YORUMLAR