Cumhurbaşkanı ‘Terör’ diye diye bağırıp çağırıyor.
Cumhurbaşkanı bağırınca yandaş şakşakçılar, yandaş medya geri kalır m hiç? Onlarda başlıyorlar her telden konuşmaya.
Yok öyle!
Yok böyle!
Yok şöyle!
Bunca yıldır topumuz, tüfeğimiz, tankımız ile ha bire terör denen illet ile savaşıp duruyoruz. Son aylarda 7 Haziran’dan bugüne teröre 500’den fazla polis, askerimizi şehit verdik. Yine yüzlerce vatandaşımız yaşamını yitirdi. Bir o kadar da insanımız yaralandı.
Sonuç!
Ha bire mücadeleye devam.
Tüm bunlara karşın terör denen illet ile mücadelede neden dış mihrakları görmezden geliriz onu anlayabilmiş değilim.
Her defasında topraklarında terörist barındıran Barzani’yi bile daha dün Diyarbakır’da kim ağırladı?
Partisinin genel kurulunda ‘Seninle gurur duyuyoruz!’ diyenler kimlerdi?
AB ile anlaşma çerçevesinde önümüze konan ve bugün içinden çıkamadığımız 72 kritere kimler imza attı?
Tüm bunlar bir yana eğer terör ve terörist denen illet ile gerçekten mücadele edilmek isteniyor ise hataları, yanlışlıkları doğru olarak tespit etmekte fayda var.
Eğer, bir doktor kendisine gelen hastasını iyi muayene edemeyip, doğru tanı koyamaz ise vay o hastanın haline.
İşte bugün Türkiye’de ne yazık ki Hasta halinde.
Gerek Suriye’de, gerek Kuzey Irak’ta ve gerekse Avrupa’da dostumuzu ve düşmanımızı iyi tanımalı, hamaset duyguların ötesinde tüm gerçekleri görmeli ve ona göre hareket etmeliyiz.
Bugün Türkiye AB’nin önüne getirmiş olduğu 72 kriterin 68 tanesini kanunlar, yasalar, mevzuatlar nezdinde hemen şıpşak çözdü gibi.
Ama çözüm bekleyen ve 5 maddeden bir tanesi olan Terör ile mücadele ve yasası konusu AB kriterleri bakımından ciddi sorun teşkil etmeye devam etmekte.
Her gün yaşanan terör olayları, her gün gelen şehit cenazeleri, patlayan bombalar, sıkılan kurşunlar, yaşanan gerilimler AB yolunda en büyük sorun.
İşte Avrupa tüm bunları biliyordu.
Önümüze bir anlaşma zemini koydular ve Türkiye’yi bir mülteci merkezi haline dönüştürüp ‘Ne haliniz varsa görün ve öyle gelin!’ dediler.
İşte bugün bizde son aylarda patlayan bir bela haline gelen ve altından bir türlü kalkamadığımız, öyle bağırıp çağırmanın ötesinde atılan gazete manşetleri ile de bitmeyecek gibi görülen terör illeti için neden ‘terörün kalbi Avrupa’dır’ dediğimi inşallah anlamışsınızdır.
Bırakın Suudi Arabistan’ı, Katar’ı dost olarak görmeyi! Bizim bizden başka bir tek harici dostumuz yok ne olur bunu kafanızın bir yerine yerleştirin…
Yanılıyor muyum?
YORUMLAR