Tam 100 gün sonra Milletvekili Genel seçimleri yapılacak.
Siyasi partilerde durum şimdilik ‘bekle ve gör’ politikasına endekslenmiş gibi. Bunun iki önemli nedeni var. İlki, Süleyman Şah ile ilgili nakil ve akabinde yaşananlar, ikincisi ise Mecliste kavga ile, patırtı, gürültülerle görüşülmesine devam edilen Güvenlik Paketi.
Bu iki önemli konu ile ilgili tartışmalar, atışmalar tamamlanınca sanırım partiler yüzlerini tam anlamı ile yaklaşan Genel seçime çevirmiş olacaklar.
Aday adaylığı sürecinde en revaçtaki parti yine AKP olmakta.
AKP’yi Urfa’da HDP izlerken, HDP’yi ise MHP ve CHP takip etmekte. Diğer siyasi partilerde şu ana kadar yaklaşan genel seçim ile ilgili pek ısındırıcı, heyecan verici bir adım göremiyoruz.
Yaklaşan Genel seçim öncesinde Urfa’da AKP’de, HDP ile CHP ve MHP’de kesin aday sıralamasında Genel Merkez belirleyici olacak. Yani anlayacağınız Urfa’da bu dört siyasi parti içinde Ön seçim gibi önemli bir tercih olmayacak.
Peki, ne olacak?
Buna karşın partileri hoşnut etmeye yönelik, her zamanki gibi aynı taktik olan daha da önemlisi GAZ ALMAYA yönelik ‘Temayül’, ‘Kamuoyu araştırmaları’ ve akabinde ‘Mülakat’ adı verilen o son gaz alma oyunu ve nihayetinde liderin iki dudağı arasındaki tercih! Sözde kamuoyu araştırması için Genel merkez adına birileri Urfa’ya geliyor. Bir bakıyorsun ki adamın yanında en güçlü aday adayı ve hep birlikte soluğu yandaşların bulunduğu bağ evlerinde, köy odalarında, otel lobilerinde almaktalar. Neymiş efendim gittik, gördük ve yerinde gözlemledik. Yemişim sizin temayülünüzü de, anketlerinizi de, kamuoyu araştırmalarınızı da!
Ben, şahsen AKP’den Milletvekili aday adayı olmuş olsam inanın ne bir partili delegeyi arar, ne de sözüm ona temayülde oy alabilmek için çırpınırım! Çünkü bunların hepsinin basit bir GAZ ALMA operasyonu olduğun artık bilmeyen yok. Hatta samimi olduğum aday adayı dostlarıma da naçizane tavsiyem, Urfa’da gezmek yerine Ankara’da soluklanmalarıdır.
Bunun acı fakat gerçek örneklerini bu ilde çok yaşadık.
Acı örneklere şimdi mi rastlıyoruz?
Hayır!
80’li yılların öncesi ve sonrasındaki AP, CHP, MSP, MHP dönemlerinin zirve yaptıkları yıllardaki liste tespit yöntemlerinde de şahitlik yaptık. Delegelerin, partililerin tercihlerini hiçe sayan ve hatta ön seçimlerde birinci çıkan ismin bizzat Genel Başkan tarafından aranılıp, ‘Hayırlı olsun demek yerine, Sen ne yapmak istiyorsun!’ türündeki çıkışlarına da bu kulaklarımla şahit oldum.
Yıllar öncesinden gelelim 5 yıl öncesine.
Son seçim öncesinde Urfa’da AKP’nin yaptığı temayülde kim ilk sırada çıktı? İlk onda kimler yer aldı? Nihayetinde listeler açıklandığında kimler Urfa’dan VEKİL olarak Ankara’ya gitti. Delegelerin, partililerin tam destek verdikleri Temayül yoklamasını galibi Ferhat Şelli şimdi nerede?
AKP’den Milletvekili olan bir Mahmut Kaçar’ı, bir Mehmet Akyürek’i, bir Halil Özcan’ı ve de Yahya Akman ile Emin Önen’i, Zeynep Karahan Uslu’yu, Abdülkerim Gök’ü kim yakından tanıyor ve biliyordu? Ama kısmetmiş ve liderinde oluru ile Urfa’dan VEKİL oldular.
Bu durum sadece AKP için geçerli değil.
Bu durumun bir benzeri HDP’de, MHP ve CHP’de de yaşanmakta. Bugün için CHP ve MHP’de ‘Ben birinci sıra adayım’ diyen yok mu? Bunlar kimden, nereden cesaret alıyorlar? Burada partilerinin ön seçimleri mi var? Hodri meydan. Tüm siyasi partiler Urfa’da ilk 12 aday sıralamasını ÖN SEÇİM ile yapsınlar da görelim bakalım kim birinci, kim ikinci, kim on ikinci ve hatta kimler sıralamaya giremiyor!
Tabi ki bu durum en başka Partilerin liderlerinin de işine gelmez. Çünkü onlar karşılarına birileri geldiğinde el etek öpmek için iki büklüm olanları, ellerine tutuşturulan listeler doğrultusunda Mecliste oylamalara katılıp el kaldırıp indirmelerini, yumuşak karın olmalarını, haksız olunmasına karşın seslerini çıkartamayacak isimleri isterler.
Benim gibi, sizler gibi doğru, dik ve eğilmeyeni tabi ki isteyen olmaz…
7 Haziran Genel seçimlerinde kazananın URFAMIZ ve dolayısı ile TÜRKİYE’mizin olması temennisi ile…
Şen ve mutlu kalınız.
YORUMLAR