Reklam
Halil Çini

Halil Çini

h.cini@mynet.com

ROTASYON MU? KIYIM MI?

16 Haziran 2015 - 09:52


‘Rektör Hızlı Başladı!’ bu başlığı bu köşemde ilk olarak 27 Nisan 2015 günkü yazımda kullanmıştım. 

 

Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın hakkında kısa bir bilgilendirmede bulunmuş, Üniversitedeki rektörlük yarışı, alınan oylar, YÖK’ün oylaması ve Köşk’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasına kadar gelen süreci de ayrıca o günkü yazımda anlatmıştım. 

 

O günkü yazımda ‘Temennim, Prof. Dr. Taşaltın’ın Üniversitenin başarı çıtasını daha da yükseltmesi, ilk etapta Tıp Fakültesini göçebe hayatından kurtarması, Üniversiteye Hukuk Fakültesi başta olmak üzere yeni Fakülteler ile yine ilgi duyan bölümleri kazandırması ve de öğretim üyeleri ile öğretim görevlilerinin yanı sıra öğrencilerin ilgi duyacakları, tercihte ilk sırada yazacakları bir Üniversite haline kavuşturmasıdır’ diyerek temennilerimi sıralamıştım. 

 

Evet, aradan iki ay gibi bir süre geçti ama ne yazık ki, Üniversite çatısı altındaki sözde rotasyonlar maalesef adeta bir atama kıyımına dönüştü diyebiliriz. 

 

Bir Hastane Başhekimi düşünün. 

 

Bu makama yeni atanan bir Başhekim göreve başladığında etik olaraktan eski Başhekim yardımcıları istifalarını yeni Başhekime sunarlar. Yeni başhekim istifaları alır ve masasındaki sümenin altına koyar ve arkadaşlarına dönerek, ‘Hep birlikte bu işi başaracağız. Nezaketinize teşekkür ederim. Lütfen tüm arkadaşlar çalışmalarına devam etsinler’ der ve süreç tatlı bir şekilde devam eder. Bir süre sonra bazılarının istifalarının kabulü, bazılarının kabul olmayışı ile iş tatlı bir şekilde devam eder. 

 

Ama ne yazık ki bir ilim ve irfan yuvası olan Harran Üniversitesinde ilk günden itibaren garipliklerle işe Rektör başladı. 

 

İlk gün Rektör Yardımcıları ile Dekanların, daire başkanları ve daha birçoklarının istifalarını istedi. 

 

Göreve başlar başlamaz ilk iş olarak 3 Rektör Yardımcısı Ahmet Yılmaz, Ziya Karakılçık ve Ercan Yeni’nin istifalarını verdirdi. Sonra Diyarbakır’lı Şerafettin Çelik ve Ercan Yeni’yi Rektör yardımcılığına getirdi. 

 

Genel Sekreter Mustafa Hayri Bilim’i görevden alıp yerine Abdülhalim Dündar’ı getirdi. (Dündar aynı zamanda Personel D. Başkanlığına da bakmakta) 

 

Hızını alamayan Rektör Prof. Dr. Taşaltın, bir ilke daha imza attı ve Teknisyen Abdullah Göçmez, Öğretim Görevlisi A. Kadir Aydın ve Yardımcı Doçent Akif Nacar’ı kendisine DANIŞMAN olarak atadı. 

 

Başta danışmanları olmak üzere bir takım grupların, kişilerin, vakıfların, oluşumların ve illerin (Haliliye, Eğitim Bir – Sen ve Diyarbakır – Urfa ve Mardin hattı) etkisinde kaldığı net olarak görülen Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın, yüz yüze gelmediği, tokalaşmadığı ve dili diline bir defa dahi olsa değmediğine inandığım ve de en önemlisi birlikte hiç çalışmadığı birçok isimleri ROTASYON adı altında yerlerinden etmeye başladı. 

 

SKS Daire Başkanı Mustafa Deveci ve Strateji Daire Başkanı Servet Şimşek ile Üniversite içinde furya başlamıştı. Deveci’nin yerine Fethi Şanlı, Şimşek’in de yerine Emin Çoban atandı. Sarayönü Kız öğrenci yurdu müdiresi Berrin Karaca’yı  görevden alan Rektör, İdari ve Mali işler daire başkanlığından aldığı Ali Rıza Çolak’ın yerine Mehmet Yılmaz’ı, Bilgi işlem daire başkanı Bayram Parkant’ın yerine Bakır Bütün’ü, Öğrenci işleri daire başkanı Müslüm Yıldız’ın yerine Şemsettin Alagöz’ü atadı. 

 

Üniversitedeki kıyıma dönen değişimler bunlarla da sınırlı kalmadı. Yenişehir Kampüsünde bulunan Genel sekreter Yardımcısı Salih Cihan’ı Osmanbey’e, Osmanbeyde görev yapan Hasan Yaşar’ı da Eyyübiye yerleşkesine gönderen Rektör, Yenişehir yerleşkesi Genel sekreter yardımcılığına ise Ali Rıza Çolak’ı atadı. 

 

3 danışmanının yanı sıra yine bir takım çevrelerin ve akımın etkisinde kalan Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın, Hastane müdür yardımcıları olan Ali Yeşilnacar, Ali Rıza Elihoş ile Mustafa Poyraz’ı da görevden aldı. Buların yerine Danışmanı Abdullah Göçmez’i tek sorumlu olarak yetkili kıldı. Üniversite Güvenlik amiri M. Ali Aşa’yı da görevden uzaklaştıran Rektör, Aşa’nın yerine Emin Çap’ı getirdi. 

 

Rektör Taşaltın’ı tutabilene aşk olsun. Bir kere rotasyon adı altında değişim ve dönüşüme başlamıştı. Dekanlar ve MYO müdürleri de nasiplerine düşeni almaya başladılar. Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet İriadam’ın yerine Prof. Dr. Mehmet Avcı, Eğitim Fakültesi Dekanı Mehmet Gencer’in yerine Murat Akgündüz, Fen – Edebiyat Fakültesi Dekanı Ahmet Kılıç’ın yerine Mustafa Değirmencioğlu, İlahiyat Fakültesi dekanı Abdullah Elmalı’nın yerine Hikmet Akdemir ve Tıp Fakültesi Dekanı Tevfik Sabuncu’nun yerine de Ali Uzunköy atandı. Şanlıurfa Sosyal Bilimler M.Y.O Müdürü Prof. Dr. Tuncer Demir’in yerine Doçent Necmettin Elmastaş atandı. Müdür yardımcılığı görevinde bulunan Nemci Dedeoğlu ve Sabri Kürkçüoğlu’da görevden uzaklaştırılanlar arasında yer aldılar. Teknik Bilim M.Y.O Müdürü Mehmet Gümüşçü’nin yerine Azmi Aktacir getirilirken, Ceylanpınar M.Y.O Müdürü Reşir Gerger’in yerine Okutman Şehmus Rüzgar, Beden Eğitimi Spor Y.O Müdürü Prof. Dr. Atilla Gür’ün yerine de Yrd. Doç. İsmail Gökhan atandı. Kıyım niteliğindeki rotasyon çerçevesinde Viranşehir, Siverek, Bozova, Birecik ve Akçakale MYO’ları müdürleri de nasiplerini aldılar. 

 

Evet, ilk günlerde bu tür değişimler Üniversite çatısı altında memnunlukla karşılanmış ve hatta ben de bu köşemde olumlu bulduğumu ifade etmiştim. Ama işin şimdi tadı tuzu kaçtı gibi! İlim ve irfan yuvası olan Harran Üniversitesinde en yukarıdan en alt kademeye kadar tüm çalışanlar huzursuz ve bugün kime, yarın da bize ne olacak sorularına cevap bulmaya çalışmaktalar. 

 

NETİCE itibari ile naçizane Rektör Prof. Dr. Ramazan Taşaltın’a tavsiyem, keskin sirkenin küpüne zara vereceği gerçeğini unutmaması ve de en önemlisi tanımadığı, bilmediği ve hiç karşılaşmadığı isimleri yerlerinden ederken iki kez düşünmesidir. Danışmanları ve ya farklı kutuplardaki akıl hocalarının kendisine verdiği her bilginin doğru olamayacağına inanmalı ve görmeli. Rektör Taşaltın, görevden almadan ve rotasyona tabi tutacağı isimleri iyi analiz etmeli, ‘oturdukları koltuklardan nemalanlara’ asla acımamalı ama ‘oturdukları makama güç veren, katkı sunan kim olursa olsun, fikrine, kişiliğine, şekline v şamasına bakmadan sahip çıkmalı. İşte o zaman kazanan ne Ahmet, ne Mehmet ve de Ayşe olmuş olacaktır. Kazanan HARRAN ÜNİVERSİTESİ olmuş olacaktır. 

 

 

 

Yeniden buluşmak dileği ile…

Bu yazı 588 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum