Hayatta başarıya giden yolda iki şeye önem veririm.
Birincisi, başarıya giden yolda duygusallığa yer olamayacağı. İkincisi ise otoritenin olmadığı yerde her türlü rezilliğin, kaosun, sıkıntının ve krizin olacağıdır.
İşte bu nedenden dolayı hayatım boyunca iş ilişkilerim ile dostluğumun birbirine karışmasına asla izin vermedim.
Gelelim dün bir, bugün ikinci günü olan fakat daha ilk günden itibaren Topçu meydanındaki (birilerinin Rabia meydanı) Suriyelilerin karıştıkları iftar sonrası kavga olaylarına.
Geçen yıl Ramazan ayında ilk kez bu kadar kalabalık olarak misafirimiz idiler. Şimdi nerede ise onlar ev sahibi biz Urfalılar olarak azınlıkta kalmış gibiyiz.
Geçtiğimiz yıl Ramazan ayı boyunca başta Topçumeydanı olmak üzere Balıklı göl’de, Haşimiye’de, yıldız meydanı ve bahçeli evlerde kaç tane kavga yaşandı?
Bundan başta polis olmak üzere hangimiz nasıl bir ders çıkarttık?
İşte bu Ramazan ve ilk günüde yaşananlar!
Vali ve emniyet Müdürüne buradan sesleniyorum.
Evet, biliyorum ki, Cumhurbaşkanının Suriyelilere karşı bakışı, ilgisi(!) ve misafirlerimiz diyerek ortaya koyduğu duruş ortada. Dolayısı ile sizin ikinizin de işi gerçekten zor. Çünkü en ufak bir kontrolsüzlük durumunda gideceğiniz yer MERKEZ olacaktır.
İyi tamam da neden halkın huzuru, refahı ve mutluluğu ile duygusallığın birbirine karışmasına izin veriyorsunuz ki!
Şimdi, Vali İzzettin Küçük, ‘bundan sonra Urfa’da kavgaya karışan Suriyeli’yi kaç kişi olurlarsa olsun sınır dışı edeceğiz!’ diye bir açıklamada bulunsa inanın bu tür huzur bozucu kavgalar, yumruklaşmalar, sıkıntılar nihayetlenmiş olacak.
Ama nerede?
Biz asıl yapmamız gereken işimiz ile konumumuzu birbirine karıştırdığımızdan dolayı ‘Ne isa’ya! Ne de Musa’ya!’ misali kimseye yaranamadığımız gibi işte ortaya da bu tür çirkin ve rahatsız edici görüntüler çıkmakta.
Çocukluğumuz başta olmak üzere gençliğim ve bugüne kadar olan yaşamım Balıklı göl başta olmak üzere Urfa’mızın dört bir yanında geçti.
Daha önceki Ramazan aylarında bir ay içinde inanın iki elin sayısından fazla olmak üzere ailece iftar sonrası soluğu o miskin havanın hakim olduğu Balıklı göl, Dergah ve çevresinde alırdım. Geçen Ramazan ayında sadece bir tek gün ailece Balıklı göle indik. Be hemen oradan uzaklaşıp soluğu Karaköprü’de aldık
Neden?
Çünkü bela her yerden geliyorum diyordu da ondan!
Şimdi bu ilin Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı ve il emniyet müdürü yanlarına lütfen eşlerini de alsınlar ve hiçbir koruma da beraberlerinde olmadan şöyle bir Balıklı göle, oradan yürüyerek akar başından haşimiye’ye, yıldız meydanı, kara meydanı ve köprü başı derken Topçu meydanına gelip şöyle bir meydanda soluklanmaya karar versinler.
Hodri meydan eğer yolun daha başından itibaren her birisi ayrı birer taksiye binip oradan uzaklaşmazsa ben hiçbir şey bilmiyorum.
Tamam, Suriye’den başta olmak üzere ilimizde Kürtler, Araplar, Türkmenler ve yezidiler gibi birçok dilden, dinden, kültürden misafirlerimiz var. Allah hem onların hem de bizlerin yar ve yardımcısı olsun. Ama misafirliğin de bir yeri, bir adabı ev sahipliğinde olduğu üzere yeri olduğunu unutmayalım. Misafirler diye ellerini altlarına atmalarına, çevrelerindeki insanlara huzursuz vermeye hakları olduğunu ne olur unutmayalım, unutturmayalım.
Evet, bu ilde huzur, mutluluk, refah ve kardeşlik isteniyor ise kolluk kuvvetleri asla ve asla işleri ile duygusallık yanlarını birbirine karıştırmasınlar.
Unutmayalım ki, otoritenin olmadığı, noksan kaldığı her yerde kaoslar yaşanmaya mahkûmdur.
Yeniden buluşmak umudu ile..
YORUMLAR