Son sözümü en başta söyleyeyim. İnanın 30 yıla yakın Gazetecilik yaşamımda belki de en kötü seçim sürecini yaşamaktayız.
Çünkü çarşı pazara baktığınızda bile göreceğini gerçek seçim havasının hiç olmaması.
AKP’nin seçim araçları da olmasa inanın 7 Haziran’da kimse sandık başına dahi gitmez! Neden? Çünkü seçim havasında değiliz de ondan.
Ama yaklaşan seçimin bir konuda hakkının vermek lazım.
Nedir mi?
Liderlerin halka, fakire, emekliye, esnafa, çiftçiye, öğrenciye ve memura yönelik ortaya atılan vaatler ve hükümetin bu noktada hayır ve hasenat içinde olması.
Liderlerden birisi ‘asgari ücret 5 bin TL olacak’ dedi. Bir ötekisi ‘Biz iktidar olduğumuzda asgari ücret net bin 500 TL olacak’ dedi. Bir başka lider ‘Biz asgari ücret bin 800 TL olacak’ dedi. Ve en son bir siyasi lider ise ‘asgari ücret bin 400 TL olacak’ dedi.
Muhalefetteki liderlerden bu yönde sesler yükselirken AKP’li Başbakan ve Bakanlar ise ‘bol keseden verilen vaatler’ olarak yorumladılar.
Ben sadece asgari ücret konusunu sizlerle paylaştım.
Mazotun litre fiyatı, dar gelirliye sahip çıkma, şehit aileleri, ucuz konut vaatleri, emeklinin maaşlarının iyileştirilmesi ve yılda iki maaş ikramiye, öğrenci burslarının iptali, YÖK’ün, Diyanetin tasfiyeleri, Devlet kurumlarının yeniden yapılandırılmaları ve daha neler? Neler?
İlginçtir Hükümet kanadından da bu vaatler uçuk ve gerçekleşmesi olanaksız vaatler olarak yorumlandı. Ekonominin yetersiz kalacağını, vaatlerin gerçekleştirilmesinin imkânsız olduğunun altı özenle çizildi.
Ama bir bakıyoruz ki, AKP hükümeti de bırakın vaat etmeyi, başladı gerçekleştirmeye. Bin TL altında olan borçlara af, çiftçiye ucuz mazot desteği, emekliye sıcak para dopingi, asgari ücreti iyileştirmeye yönelik adımların atılması, bedelli askerlik gibi tabir yerinde ise A’dan Z’ye her alanda her konuda maşallah blo bol vermeye başladı.
Çarşı pazarda seçim havası yok.
Ama liderlerin karşılıklı ‘yapacağız!’, ‘vereceğiz!’, ‘gerçekleştireceğiz!’ sözleri vatandaşın uzun zamandır gülmeyen yüzlerini güldürmeye başladı.
İşte bu nedenden dolayıdır ki, ben de ‘keşkem her gün seçim olsa!’ diyorum. Çünkü gerçek CUMHUR olan halkın sorunlarının, sıkıntılarının dört yılda, beş yılda bir dahi olsa hatırlanması çok hoş bir şey.
Yanılıyor muyum?
Yeniden buluşmak dileği ile..
YORUMLAR