Hoşgörüden uzak bir toplum olma yolunda inatla yürümekteyiz.
Eski bölge trafik önünde Diyarbakır istikametinde Trafik Şube müdürlüğün ‘Hoşgörü’ ile ilgili güzel bir mesajı var. Mesajda sürücülere, ‘araç kullanırken hoşgörülü olunması gerektiğinin’ altı çizilmiş, hoşgörülü olunması neticesinde karşılığında aynı hoşgörüyü bulabileceğimize dikkat çekilmiş.
Çok yerinde bir mesaj.
Sadece trafikte araç kullanırken mi?
Hayır!
İnsanın var olduğu her yerde ne yazık ki, zaman zaman Hoşgörüden uzak kalabilmekteyiz. İşte bugün ben de son zamanlarda nedense unutmaya yüz turmuş olduğumuz ‘Hoşgörüye’ dikkatinizi bir nebze dahi olsa çekebilmek ve ders alabilmemiz umudu ile ‘Hoşgörü’ ile ilgili güzel bir hikâyeyi sizlerle paylaşıyorum.
Hoşgörüden uzak kalmamak temennisi ile…
***
Hikâye şöyle;
Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır.
Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Haci Bektaş Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister.
O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aş evi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli'ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder.
Adam ayni şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar.
Mevlana söyle der:
—Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaşının dergâhı’na gider ve Haci Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar.
Hacı Bektaş da söyle der:
—Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.
YORUMLAR