Reklam
Halil Çini

Halil Çini

h.cini@mynet.com

Günaydın!

24 Temmuz 2015 - 13:57


Kime Günaydın?



 



Gelinen bu saatten sonra harekete geçip, at izinin, it izine karıştığına yeni yeni şahitlik eden ve uykudan uyanıp nihayet sınır güvenliği adına ‘Fiziki Güvenlik sistemi’ uygulamasını harekete geçirmek isteyenlere tabi ki!



 



Allah aşkına düne kadar neredeydiniz?



 



İlle de Suruç’ta bombanın patlayıp 32 insanın yaşamını yitirmesi mi gerekiyordu?



 



Yoksa Adıyaman’da yaşanan olay gibi bir astsubay’ın şehit edilmesi mi gerekiyordu?



 



Ceylanpınar’da evlerinde başlarının arkasından kahpece sıkılan kurşunla şehit edilen Polis kardeşlerimizin öldürülmelerimi gerekiyordu?



 



Suruç’ta 32 insanın hayatını kaybetmelerinden duyduğum üzüntüyü sizlerle paylaşmış ve ‘asla böyle bir şey yaşanmamalıydı’ demiştim.



 



Adıyaman’da şahit edilen Astsubay ve evlerinde kahpece başlarından kurşunlanmak sureti ile şehir edilen iki Polis kardeşimize de Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun. Allah ailelerine ve mesai arkadaşlarına sabırlar versin.



 



Evet, Urfa ve Hatay sınırı ne yazık ki, Suriye’de patlak veren olaylardan sonra adeta yolgeçen hanına dönmüştür.



 



Hele Urfa’nın Akçakale, Ceylanpınar Suruç sınırlarına ne demeli?



 



İnanın burada ne asker, ne polis ne de sınır görevlileri iş yapamaz haldeler. Buraları bu hale getiren AKP Hükümetinden başkası da değildir.



 



Sınır güveliği bir ülke için çok önemlidir.



 



İç güvenlikte bir o kadar önemlidir.



 



Ama gelin görün ki Urfa’nın merkezinde kimliksiz, belgesiz olmak üzere silahlı, saçı sakalı birbirine karışmış tiplerden geçilmemekte.



 



Şimdi sizlere soruyorum.



 



Geride bıraktığımız Ramazan ayı içerisinde kaç defa eşiniz, çocuklarınız ile Balıklı göl’e gittiniz?



 



İçinizden kaç kişinin canı bu akşam Haşimiye meydanına, Yıldız meydanına gitmek istiyor?



 



Ben söyleyeyim!



 



Kimse evinden dahi dışarı çıkmak istemiyor.



 



Neden?



 



Herkeste bir huzursuzluk, güvensizlik var da ondan.



 



Urfa düne kadar bu ülkenin en huzurlu, en güvenilir ve en mutlu şehri idi. Ben bugün yine öyle olduğunu düşünmek istiyorum.



 



Bakın, tarih ve kültür şehri olan Urfa’mıza bu son yaşananların ardından iç yerli turizm başta olmak üzere yurt dışı tüm rezervasyonlar iptal edildi. Bu çok elzem verici bir durumdur. Yerli ve yabancı turistlerimiz ilimize gelmezler ise, yatırımcı nasıl gelecek? İş adamları nereye gelecek?



 



İşte bir an önce Urfa’mızın üzerindeki bu kara bulutları dağıtmak durumundayız.



 



Bu kentin yetkilileri başta SURİYE olmak üzere ilimizde bulunan sığınmacılara karşı bir takım ciddi radikal kararlar almalı ve Urfa’yı en başta MODERN KÖY görünümünden kurtarmalılar.



 



Akabinde;



 



Başta Vali İzzettin Küçük ve Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç olmak üzere bu ilin 12 milletvekili, ilçe Belediye Başkanları, STK’lar ile kentin kanaat önderleri, sevilen ve sayılan iş adamları Balıklı göl’de bir araya gelip, Urfa’nın huzuru, mutluluğu ve güvenilirliği adına kol kola, omuz omuza halka birlikte yürümelidirler.



 



Urfa’nın son zamanlarda kan ile, bomba ile, terör ile anılan yüzünü sahte olduğunu asıl yüzünün kardeşlik, huzur ve en güvenilir il olduğunu tüm ülkeye ispatlamalılar. Bu işi sadece Vali İzzettin Küçük’ün omuzlarına yıkmak vicdansızlık olur. Vali Küçük’e bu ilde yaşayan ve bu ili sevenler olarak hepimiz sahip çıkmalıyız.



 



Evet, bu kadar istenmeyen olaylardan sonra da olsa Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bülent Arınç’ın son Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında dile getirdiği ‘sınırda İŞİD tehditlerine karşı teröristlerin geçiş noktalarını engellemek ve bunun için fiziki engellerin alınmasına’ yönelik gündeme getirilen Sınırda ‘FİZİKİ GÜVENLİK SİSTEMİNİ’ geç kalınmış fakat yerinde bir karar olarak algılıyorum.



 



Ve son bir başka önemli temennim ise bu yaşananlardan sonra alınacak olan güvenlik önlemlerinin sözde kalmaması ve işin ciddiyet ile uygulanması yönünde adımlar atılmasıdır. Terörün dini imanı olmadığını gibi senin terörün, benim terörüm veya senin teröristin, benim teröristin gibi bir şeyde olamaz…



 



 



 



 Yeniden buluşmak umudu ile…


Bu yazı 482 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum